Değişim Yolunda Liderin Rolü
Değişim Yolunda Liderin Rolü

Değişim Yolunda Liderin Rolü

Harvard Business Review
Yazar: Arzu Deniz Aksoy

Günümüz dünyasında nostalji denince içi ısınmayan kimse yoktur. Bunu biraz açmak gerekirse hepimiz eski güzel günleri düşlemekten keyif alır ve o günlere özlemle bakarız. Geçmiş güzel günlerin nostaljisine kapılmamak ve bu nostaljinin uyandırdığı güzel hisleri şimdi ve gelecekte sürdürmeyi istemek aslında son derece temel bir içgüdüden ibaret. Yaşayan her canlı gibi biz insanlar da acıdan kaçınmaya ve sahip olduğumuzu (hazzı) korumaya meyilliyiz. Bilinmezden ve sahip olduklarımızı kaybetmekten korkmamızın ana nedenlerinden biri de bu sanırım. Bu nedenle statükoyu sürdürmek bizler ve biz insanların birer yaratısı olan kurumlar için oldukça önemlidir. Fakat tıpkı evrim sürecinde olduğu gibi (doğal seçilimden söz ediyorum) etrafımızda yaşanan değişimlere adapte olmak hayatta kalmamız için yegane kurallardan bir tanesi.  Bu son derece çelişkili bir durumdur. Statükoyu korursak güvenli bir limana demirlemiş, hiç hareket etmeyen bir gemiden farkımız kalmaz. Ancak zaman içerisinde yosun tutmaya, paslanmaya hatta çürümeye başlarız. Diğer yandan, değişim sahip olduklarımızı tehlikeye atabilir ve bizleri çok korktuğumuz bilinmezin içerisinde ışıksız bırakabilir. Tam bu noktada liderlerin omuzlarına büyük bir sorumluluk yükleniyor: Bizleri konfor alanlarımıza sabitleyen zincirlerden kurtarmak ve bilinmeze giden yolu aydınlatmak.

Bir Süreç Olarak Değişim

Günümüz organizasyonlarının sahip olduğu en büyük problemlerden biri, alışılmış ve kabul edilmiş yöntemlerin dışına çıkmakta zorlanmaları, bir diğer deyiş ile değişimi yakalayamamaları. Bu durum girişimcilik, yaratıcılık ve verimlilik gibi meselelerde oldukça kısıtlayıcı bir engel.

Diğer yandan bir lider için en zor olan şey değişim sürecini sorunsuz şekilde yönetebilmek. Bu süreçte bir lider için en önemli şey cesaret, kararlılık ve sabırdır. İyi bir lider değişim rüzgarını yakalayıp büyük bir kararlılık ve sabır ile fırtınayla savaşmasını bilmeli. Sahip olduğu ekibin değişimi içselleştirmek için geçirdiği süreçte sabırlı ve şefkatli olmalı Değişime karşı gösterilen direnişi kişiselleştirmemeli (Liderler için 4 Anlaşma isimli geçen yıl kaleme aldığım yazıda dile getirdiğim şekilde)  meseleye iş odağında bakmalı. Böylece lider süreç boyunca ihtiyaç duyduğu kararlılık ve cesareti süreç tamamlanana kadar koruyabilir ve ekibine en iyi şekilde yol gösterebilir.

İlk başta değişime direniş gösteren ekip, değişim sürecinin sonunda elde edilen faydaları gördükten sonra yaşanan değişimi liderden dahi daha fazla benimseyecektir. Tüm bu sürecin sonunda geçmiş iç ısıtan durağan bir nostalji olmaktan çıkacak ve değişimden elde edilen dinamizm sayesinde geleceği inşa etmekte bir itkiye, kılavuza dönüşecektir.

İyi Lider İyi Mücadele

Liderlerin de bu değişim sürecine dahil olması oldukça önemli, her yeni yıl yaratmak istediğimiz değişim için yeni bir motivasyon. Kendi adıma, bu yıl değiştirmek istediğim şeylerden birini paylaşmak istiyorum.

İş yaşam dengesini kurmak ve kendi özel hayatımla ilgili yapmak istediğim şeyleri ertelemekten vazgeçmek istiyorum. İnsan bir defa ertelemeye başladı mı sürekli ertelemeye devam ediyor ve aklındaki şeyleri bir türlü gerçeğe dönüştüremiyor. Günümüz lideri Camus’un Sisifos’u gibi olmalıdır. Hayatın beyhudeliğini kabul etmeli ve tümüyle farkına varmalıdır fakat bu durumun yarattığı saçmalığı bir kenara koyup daima ileriye doğru didinmeli ve mücadele etmelidir. Tek başına bu mücadele dahi hayatlarımıza anlam katmaya ve değişim için ihtiyacımız olan cesareti, kararlılığı bize kazandırmaya yeterli.

Bir zamanlar Martin Luther King’in de dediği gibi “Değişim kaçınılmazın tekerleri üstünde değil durmaksızın devam eden mücadeleyle gelir”.

Bu bağlamda bence iyi bir lider, ekibinin önüne iyi bir mücadele koyandır.

Yeni Yılda Ne Yapmalı?

Kendi adıma bunu başarabilmek için yeni yılda konfor alanlarımı daha sık terk etmek ve her günü yeni bir mücadele ile doldurmak istiyorum. Çünkü değişim benim için bir günlük ya da bir yıllık bir süreç değil, hayatımızın akışına entegre etmemiz ve özümsememiz gereken bir olgu. Böylece hayatımdaki dinamizmi arttırırken yaptığım işlere de buna yansıtabilir ve edindiğim tecrübeler ile ekibime bilinmezin karanlığında en iyi şekilde önderlik edebilirim. Anlayacağınız üzere değişim paylaşmak ile de ilgili bir olgu. Liderlik bu noktada bir sıfat olmaktan çıkıp bir araç haline dönüşüyor, değişimi yakalayan, bunu paylaşan ve daha iyi yarınlar için bizi farklı mücadelelere götürebilecek olan bir köprü. Bir lider olarak yeni yılda kendimde yaratacağım değişimlerin bir kazanımı olarak edineceğim tecrübe ve motivasyonu sosyal fayda ekseninde yürüttüğüm proje ve çalışmalara kanalize ederek sosyal bir etki yaratmayı umuyorum.

Sonuç olarak, değişim insanlık için hayati önem taşıyan bir olgu fakat biz insanlar, tombul birer kedi misali sahip olduğumuz konfora çok önem veriyor ve içgüdüsel olarak bilinmezden (acıdan) kaçınıyoruz. İşte tam bu noktada liderler olarak önce kendi hayatımızın iplerini elimize almalı ve değişime kendimizden başlamalıyız. Ancak bu şekilde içinde bulunduğumuz organizasyonu ve başında olduğumuz ekibi, ardından da içinde yaşadığımız toplumu ve en nihayetinde insanlığı ileri taşıyabiliriz. Yani liderin değişim yolundaki rolü, değişim rüzgarları esmeye başladığı zaman duvarlar inşa etmek değil, bu rüzgarlardan herkesin yararlanabilmesi için rüzgar değirmenleri inşa etmektir.

2023 değişimden korkmayanların yılı olsun. Herkese mutlu yıllar!