Köprüden Önce Son Çıkış :  İklim Krizinde Küresel Liderliğin Önemi
Köprüden Önce Son Çıkış :  İklim Krizinde Küresel Liderliğin Önemi

Köprüden Önce Son Çıkış :  İklim Krizinde Küresel Liderliğin Önemi

PlumeMag
Yazar: Arzu Deniz Aksoy

İnsanlık olarak, bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük zorluklardan biri olan iklim krizi ile mücadele etmek için cesur ve kararlı bir liderliğe ihtiyacımız var. İklim krizi, sadece çevresel dengeyi değil, aynı zamanda ekonomiyi, toplumu ve beraberinde küresel güvenliği de tehdit ediyor. Uluslararası yapılar ve anlaşmalar bu kriz ile mücadelede kritik öneme sahip. Birleşmiş Milletler bu alanda büyük bir atılım sayılabilecek şekilde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında birçok ülkeyi bir araya getirmeyi başardı. 

2015 yılında tüm üye ülkelerce kabul edilen bu insiyatif, 17 temel amacı içinde barındırarak, küresel düzeyde etkileri hissedilen sosyal, ekonomik ve çevresel/ekolojik sorunları odağına alıyor. Bu sorunları, daha iyi bir geleceğe adım atmada adanmışlıkla ele alıp, 2030 yılına kadar çözme veya etkilerini en aza indirgeme amacını taşıyor. Bugüne kadar bu amaçlar sayesinde birçok kazanım elde edilmiş olsa da iklim saati geri sayımına devam ediyor, geri dönülemez noktaya çok yakınız ve bu amaçlar küresel göç dalgaları, dinmeyen savaşlar, pandemi ve diğer siyasi meseleleri nedeniyle sıkça sekteye uğruyor. 

2022 yılına ait güncel verilere dayanarak hazırlanan Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Raporu, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası’nın ciddi bir tehlike altında olduğunu belirtiyor. Bu da gösteriyor ki uluslararası hükümet kuruluşları (IGO) ve sivil toplum kuruluşlarının tek taraflı çabaları gezegenimizi kurtarmak için yeterli değil. İklim kriziyle mücadelede küresel liderlik, insanlar arasında köprüler kurmak, ulusal çıkarları aşarak küresel düzeyde çözümler üretmek ve gelecek nesillerin yaşanabilir bir gezegen bulmasını sağlayabilmek için hayli dikkate alınması gereken bir konu.

Başlıca Problemler
Günümüzde tüm batı dünyası büyük bir göç dalgası ile karşı karşıya, transit ülkelerden biri olan ülkemiz Türkiye’de bu kontrolsüz göçten mustarip. Bu gibi göçlerin başlıca nedeni küresel gelir dağılımındaki eşitsizlikler ve Orta Doğu ile Afrika gibi bölgelerde yüzyılı aşkın süredir çözümlenemeyen bölgesel istikrarsızlıklar olarak ele alınabilir. Bunun yanı sıra Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş da birçok insanın yaşadığı yerleri terk edip başka ülkelere göç etmesine neden olan faktörler arasında. Tüm bunlar ulusların ve liderlerin dikkatini dağıtıp iklim krizinden başka yöne çekerken, örnek verdiğim bölgesel istikrarsızlık ve çatışmalar dünya genelinde silahlanmanın son derece hızla artmasına neden olurken, birçok ulusun da askeri harcamalara öncelik vermesine neden olmakta ve dolayısıyla bizi Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde belirlenen 2030 ajandasından git gide uzaklaştırmakta. Buna ek olarak pek çok ülke ve kuruluş, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını sadece retorik düzeyde kabul etmekle yetinmekte ve gerçek eyleme geçmekte yavaş kalmakta. Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından 2022 yılında yayınlanan bir diğer rapor olan Yaşayan Gezegen Raporunda belirtildiği gibi “Fikir seviyesinden uygulama seviyesine geçmek için bir dönüşümsel değişime, diğer bir deyişle, ezber bozan bir değişime ihtiyaç var” Etkili, cesur ve kararlı bir liderliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz an işte tam bu an. 

Tik Tak: Yolumuz Uzun, Zamanımız Dar!
Küresel liderlik, sadece büyük siyasi figürlerin omuzlarında yükselmesi gereken bir yük değil, aynı zamanda iş dünyası, sivil toplum ve halk arasında da yeşermeli. Lidere değil, liderlere ihtiyacımız var. Bu liderlik, yalnızca anlık çıkarlara dayalı değil, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma amacına dayanan bir vizyonu ortaya koymalı. İklim krizi, sadece birkaç ülkenin değil, tüm insanlığın karşı karşıya olduğu bir tehdit, bu noktada sorumluluğu yalnızca siyasi iradenin omuzlarına yüklemek hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi, her devlet siyasetin doğası gereği kendi çıkarlarına öncelik vereceğinden dolayı daha da karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Bu nedenle, liderlerin ulusal ve uluslararası sınırların ötesine geçerek yalnızca devleti ya da insanı değil de doğrudan dünyayı ve hayatı merkezine alan bir iş birliği kurmaları, ortak hedeflere yönelik stratejiler oluşturmaları ve acil eylemlerle sonuç alıcı çözümler sunmaları gerekmekte. İklim saati durmaksızın geri sayımına devam ederken artık geri dönülemez noktaya çok yakınız. Yalnızca 5 yıl ve 350 gün sonra küresel ısı artışını 1,5 °C ile sınırlandırmamız artık mümkün olmayacak. Yani iklim krizi ile mücadelede küresel liderlik artık bir seçenek değil, bir zorunluluk! 

Referanslar
1.    The Sustainable Development Goals Report – 2022 
2.    Getting Started with the Sustainable Development Goals – UNSDSN, 2015
3.    Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) – 2022 Yaşayan Gezegen Raporu
4.    The Climate Clock